ZOR
UYANMAK
Akar
kan, kirlenir zaman
Eskiye
döner
Bir
an’dır hatırlanan.
Kırık,
dipsiz, soğuk,
Bir
zemheri düşünde
Ateşler
içinde bozuk zamanlara uyanılan.
Kağıda
dökülemeyecek sözlerdir söylenilen
Sızar
bir yanımdan
Gömleğimden
damlar kan,
Yüzümde
aydınlık bir gün
Cehennemde
mutlu yanan.
Ama
dudağımda kırık bir gülümseme
Bahar
görmüş gibi düşünde
Yarı
hayalet, yarı insan
Bir
yaz sabahına
masasında çiçeklerle uyanan
Kalırmı
ki geriye?
Sürermi,
yeniden yatsam uykuya?
İnsan, dönmez ki gidince,
geriye…
GEÇ
Güneşi
soldurmadan gel,
Bozulmadan
denizin mavisi
Yosunları
dalgalar oynatmadan yerinden
Martı kanadı yarmadan turkuazı
Gün
kızıla dönmeden gel.
Baykuşlar
başlamadan ötmeye
Yarasalar
çıkmadan daha
Salmadan
yasemenler kokusunu
Akşam
sefası açmadan
Gün
geceye dönmeden gel.
Yolun
uzak, kederin yolluk
Yorgunluğun
dibe vurmadan
Akşam
kuşu konmadan dalına
Gölgeler
gece seyrine durmadan
Az
da olsa, zamanın varken gel.
Vaktin
kalmışken henüz
Sevgiye
dair bir umut varken
Elin
değerken diğer eline
Diline
takılmışken bir nakarat
Kalbin
atarken, yolun varken gel
Yarın
geç olacak varmak için
Bu
günü erken sanarak geçecek gün
Keşkelerin
için de tükenecek ömrün
Saltanat
bitecek, düşecek taht
Henüz
devrin sürerken, bırak her şeyi
Yaşamak
için, az da olsa,
zaman
varken
gel…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder