erkek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
erkek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Temmuz 2015 Perşembe


ZOR UYANMAK

Akar kan, kirlenir zaman
Eskiye döner
Bir an’dır hatırlanan.
Kırık, dipsiz, soğuk,
Bir zemheri düşünde
Ateşler içinde bozuk zamanlara uyanılan.

Kağıda dökülemeyecek sözlerdir söylenilen
Sızar bir yanımdan
Gömleğimden damlar kan,
Yüzümde aydınlık bir gün
Cehennemde mutlu yanan.

Ama dudağımda kırık bir gülümseme
Bahar görmüş gibi düşünde
Yarı hayalet, yarı insan
Bir yaz sabahına 
masasında çiçeklerle uyanan
Kalırmı ki geriye?
Sürermi, yeniden yatsam uykuya?

İnsan, dönmez ki gidince, 
geriye…




GEÇ

Güneşi soldurmadan gel,
Bozulmadan denizin mavisi
Yosunları dalgalar oynatmadan yerinden
Martı kanadı yarmadan turkuazı
Gün kızıla dönmeden gel.

Baykuşlar başlamadan ötmeye
Yarasalar çıkmadan daha
Salmadan yasemenler kokusunu
Akşam sefası açmadan
Gün geceye dönmeden gel.

Yolun uzak, kederin yolluk
Yorgunluğun dibe vurmadan
Akşam kuşu konmadan dalına
Gölgeler gece seyrine durmadan
Az da olsa, zamanın varken gel.

Vaktin kalmışken henüz
Sevgiye dair bir umut varken
Elin değerken diğer eline
Diline takılmışken bir nakarat
Kalbin atarken, yolun varken gel

Yarın geç olacak varmak için
Bu günü erken sanarak geçecek gün
Keşkelerin için de tükenecek ömrün
Saltanat bitecek, düşecek taht
Henüz devrin sürerken, bırak her şeyi

Yaşamak için, az da olsa,
                                    zaman varken
gel…








19 Mart 2015 Perşembe

Kara Kaplı'dan


10.
Yitik bir köydü geçtiğimiz.
Taş duvarlı bir ev, 
Sanki asırlar öncesinden kalmış
Duvarları yıkık, çatısı çökmüş.
Önünde meşe, arkasında zeytin
Köşede ocak, 
İçinde ne dertler ne aşklar pişmiş
Kuytusunda öpüşürken bir çift
Zeytinler çiçek açmış, meyvaya durmuş
Buğday götürmüş değirmene
Un getirmiş
Durmuşuz değirmenin ortasında
Üstümüzde gökyüzü, dışarıda ayaz, fırtına
Kaldırmış kafasını kadın
Fırtınada savrulan bir martı
Şarap saçlarına takılmış
Erkek gülmüş bakıp kadının gözlerine
Kadının kirpiklerinin arasına
Fırtınadan kaçan kuşlar sığınmış.
Öğütmüşler geçmişlerini değirmende
Geriye, fırtınada uçan martılar kalmış...

13.
Birden bire çıkıp karşıma
Kükredi bir arslan
Korkmadım, çekilmedim geri
İlerlemedi, durdu o da
Keskin ve büyüktü dişleri
Savruluyordu rüzgarda kızıl yeleleri
Yürüdüm üstüne, okşadım tüylerini
Küçüldü dişleri, dudağında bir gülümseme
Bin dedi, gidiyoruz
Ufukta, güneşin battığı yere...




26.
Alsam ellerini avuçlarıma
Götürsem.
Turkuaz renkli bir sahil köyüne
Sen baksan bana ben tapsam sana
Ne put olsan ne de tanrı ama
Sahilde iki çakıl taşı
Gelmişler yan yana
Dalgaların vurduğu kıyıya
Bu kadardır işte hayat
İlk dalgada biri
Bu sahilden ayrılacak...